Sizinle aynı anlamı gören birine rastlarsanız

Bir insanın yaşı ilerledikçe hayat komplikeleşiyor sanki, ilişkiler, dostluklar, iş hayatı, herşey ama herşey.
Geçmişe dönüp baktığımda, gençliğimdeki ben ile şimdiki ben arasında dramatik bir fark olduğunu belki yeni yeni farkediyorum. Bir zamanlar yolun yarısını çoktan geçmiş olduğumun bilincine sadece nüfus kağıdım elime geçtiğinde varırdım. Son birkaç yıldır ise maalesef bu gerçeği hergün ama hergün hatırlıyorum. Gençken aşık olmak çok daha kolaydı, sevmek, dost olmak, güvenmek, hatta iş değiştirmek…

Yaşamak daha basitti, daha az sorumluluk, karar almak çabuk, fikir değiştirmek serbest. Kaybedecek vakit boldu, bir yerlere yetişmeye çalışmadan sonsuz bir hayat süreceğine inanmak kolay.
İlerleyen yaşın içine yoğun deneyim ve birkaç hayal kırıklıklığı serpiştirilmişse, başka bir değişle sütten ağız yanmışsa, hayat eskisi kadar basit görünmüyor insanın gözüne. Yeni dostlar eklenmez oluyor, birtakım arkadaşlıklar zaman içinde yok oluyor, ilişkiler karmaşıklaşıyor.

Birbirini tanımanın en keyifli dönemleri bir tedirginlikle gölgeleniyor ve üflenerek yenen yoğurtların tadı hiç te aynı olmuyor.
Ama hayat sürprizlerle dolu, istisnalar oluşuyor ve bunların istisna olduğunu anlayabilmenin olgunluğuna sahipseniz değeri de o oranda büyük oluyor. 35 yaşından sonra hayatınıza yeni bir dost katabildiyseniz, 20 yaşınızın saflığı ve açık gönüllüğü ile çıkar ve riyadan uzak bir ilişki kurabildiyseniz inanın bana siz de bir istisnasınız.

Çünkü 21. yüzyılda paylaşmak, güvenmek, sevmek ve dostluk herkes için bambaşka anlamlar taşıyor. Siz de bu sözcüklerde sizinle aynı anlamı gören birine rastlarsanız eğer ona sıkı sıkı sarılın, inanın bana yolun yarısından sonra kurulan dostlukların tadı bir başka oluyor.

Ekrem Öztürk

Kırşehir’in tek Çerkez beldesi olan AKÇAKENT'TE doğdum. İş yaşamına 1984 yılında Ankara’da GALKON A.Ş de Çelik Konstrüksiyon Teknisyeni olarak başladım. Daha Fazla...

You may also like...

Bir yanıt yazın