Nesli Tükenen bir kuşaktan olmak

Tarif eden, ne güzel anlatmış… Bazen okumasını sevdiğim anlamlı bir yazı… Yazarın kim olduğuna rastlamadım ama kendi kuşağından birinin yazdığını düşünüyorum. Bazen kendi kuşağımın farklılığını anlatırken, bir geçiş döneminin en anlamlı kuşağı derim. Gaz lambası ışığında ders çalışırken, led lamba üreten…. Eşeğe binerken, uçak pilotu olan… Yokluğu, mutluluğa çevirebilen bir pozitif bakışa sahip olan… Mutlu ve umutlu bir kuşağın çocukluğu ile yetiştik.

Hepsi şahsına münhasır özel üretilmiş, yokluklar içinde yetişmiş yaralı bir nesil…

Bu nesil özel bir nesil…. Düşmanında merdini aramış, buldu mu hakkını teslim edip onu da sevmiş…
Dostun namerdinden, arkadan hançerleyeninden nefret etmiş…
Bunlar bu neslin üretim harikası mı yoksa üretim hatası mı tartışılır ama bu neslin istisnasız tamamı karşılıksız hesapsız bu vatanı sevmiş…
Çok kitap okumuş, en azı liseyi bitirmiş, hayatı yaşayarak öğrenmiş…
En azı simitçilik, olmadı ayakkabı boyacısı, tamirci çırağı, inşatta amelelik, pazarcılık yaparak okul harçlığını çıkarmıştır…
Ne ailesine ne devletine ekonomik yük olmamış, geneli bir baltaya sap olmuştur…

Muhanete muhtaç da olmamış, ezilmiş ama ezik kalmamıştır…Eğilmemiş, el etek öpmemiş,
Dik durmuş dikleşmemiş kendi şahsına münhasır özel bir nesildir…Görevini, sorumluluğunu bilen… Onuru için bir pireye bir yorgan yakan, öfkeli hırçın bir acayip nesil bu 1965 ile 1970 yılları arasında doğan harika bir nesil.
Bunlar kimi sokakta oyun arkadaşım, kimi ilk okul arkadaşım…Bunlara iyi bakın, Sizin evinizde de bu resimdekilerden kalan varsa bunları korumaya alın…
Çünkü bunların nesilleri tükenmek üzere…
Bunların üretimi sonlandı…
Kullanım sureleri doldu, tedavülden kalktı…

Neden bu nesil özel biliyor musunuz..?
Hayat bu nesli sınadı, demedi, çarkının dişlilerin den öğüttü ama tüketemedi, yaralı da sakat da olsa yine de şükretmeyi, tevekkülü, sabırlı davranmayı yasamayı hayatta kalmayı bildi…
Dostu için can vermeyi de, elindeki son lokmayı paylaşmayı da, sadakati de vefayı da bildi…

KİM BUNLAR…?
1965 ile 1970 yılları arasında bu dünyaya merhaba demiş en genci 50, en delikanlısı 60 yaşında HALA 18’LİK DELİ TAYLAR GİBİ İDEALLERİNİN PEŞİNDEN KOŞAN HESAPSIZ BİR NESİL…?
Hiçbirinin altına hazır bez bağlanmamış…
Canik lastikten ayakkabı giymiş…
Hiçbirinin renkli çocukluk resmi olmamış…
Hatta hiç bebeklik, çocukluk resmi olmamış…
Hiç biri kreş, özel okul görmemiş…
Ama hepsi profesörlere ders verecek kadar bilgi sahibi olan bir tuhaf nesil…
En azı 5 ihtilal, 6 muhtıra, 7 post-modern darbeden sağ salim paçayı yırtmış…
En azı 10 ekonomik krizden nasibini almış…
Tecrübe abidesi yoklukla terbiye edilmiş, direnç abidesi bir nesil…

Bu nesil, katı, aksi, deli, serttir…
Bir o kadarda merttir, hoş görülü ve merhametlidir…

Bu neslin yaşarken öğrendikleri bilgi ve kaybederken edindikleri tecrübe en büyük servetidir…!

1965 ile 1970 yılları arasında doğmuş, hala inadına yaşayan, ana baba, amca, dayı, teyze, hala, yenge dede anneanne babaanne her neyiniz varsa değerini bilin…!

Çünkü bunlar elinizdeki son değerli hazinelerinizdir…

Oturun onlarla konuşun, dinleyin onlardan geçmişi öğrenin…
Sonra arar da bulamazsınız…
Çünkü onlar yakın tarihin son canlı kaynak kişileri, her biri iki ayaklı sözlü yakın tarih kitabıdır…
Benden söylemesi…
Vesselam.

Ekrem Öztürk

Kırşehir’in tek Çerkez beldesi olan AKÇAKENT'TE doğdum. İş yaşamına 1984 yılında Ankara’da GALKON A.Ş de Çelik Konstrüksiyon Teknisyeni olarak başladım. Daha Fazla...

You may also like...

Bir yanıt yazın