Genel

HAYATA MERHABA DEMEK

1930’larda bir Polonya kasabası olan Prochnik’in saygın Başhahamı Samuel Shapira, kırlık bölgede insanı dinç tutan yürüyüşlere çıkmayı adet edinmişti. Sıcak, sevgi dolu ve merhametli kişiliğiyle tanınan Haham yürürken karşılaştığı Yahudi olsun, olmasın herkese selam vermeye dikkat ederdi. Günlük yürüyüşlerinde sürekli karşılaştı insanlardan biri de, çiftliği kasabanın dışında olan Bay Müler adında bir köylüydü. Haham Shapira, tarlasında harıl harıl çalışan çiftçinin yanından her sabah geçer, başıyla selam verir ve güçlü bir sesle “Günaydın Bay Müler” derdi. Haham sabah yürüyüşlerine başlama kararı alıp da Bay Müller’i ilk kez bu şekilde selamladığında, çiftçi soğuk bir bakışla arkasını dönmüştü. Bu köyde, Yahudiler ve Yahudi olmayanlar arasındaki ilişkiler iyi değildi; dostluklarsa çok nadirdi. Fakat haham yılmadı. Günlerce Bay Müller’i içten bir merhabayla selamladı. En sonunda çiftçi, Haham’ın içtenliğine inanmış, onun selamlarına şapkasını eğip gülümseyerek cevap vermeye başlamıştı. Bu olay yıllarca sürüp gitti. Her sabah Haham Saphira, “Günaydın Bay Müler!” diye sesleniyor ve Bay Müler şapkasını eğip, “Günaydın Bay Haham!” diye karşılık veriyordu, ta ki Naziler gelene kadar.

Haham Shapira ve ailesi, köydeki diğer tüm Yahudilerle birlikte toplama kampından diğerine sürülüyordu. En sonunda, onun son durağı olacak olan Auschwitz’e getirildi. Trenden inip yere ayak bastığında, seçmelerin yapıldığı sıraya girmesi emredildi. Sıranın arkasında beklerken, uzakta kamp komutanının sopasıyla sağı solu işaret ettiğini gördü. Sola İşaret ölüm anlamına geliyordu; sağ ise vakit kazandırıyor, hatta kurtuluş anlamına geliyordu.

Kalbi hızla çarpıyordu. Sıra ilerledikçe komutana daha da yaklaşıyordu. Sıra ona gelmekteydi, Karar ne olacaktı; sağ mı, sol mu? Keyfi kararıyla onu alevlere atacak olan seçmeden sorumlu adamın yanına varmasına bir kişi kalmıştı. Bu nasıl bir adamdı? Binlerce insanı bir günde kolayca ölüme gönderebilen bu adam nasıl biriydi?

Korkmasına rağmen sıra ona geldiğinde cesur bir şekilde komutanın yüzüne baktı.

O anda ikisinin de bakışları birbirine kenetlendi. Haham Shapira komutana doğru yaklaştı ve yavaşça “Günaydın Bay Müller!” dedi. Bay Müllerin soğuk ve hiçbir hissin okunmadığı gözleri bir an için buğulandı. O da alçak sesle, “Günaydın Bay Haham!”diye cevap verdi.

Daha sonra sopasıyla işaret edip güçbela fark edilen bir bas selamıyla bağırdı;

“Sağa!”

Yaşama ….!

Basit bir “merhaba”nın hayat kurtarabileceğini kim düşünür?

Bazı küçük- ya da bize göre basit ve küçük- olan davranışlar büyük sonuçlar doğurabilir.

Haham, kurtuluşunun tohumlarını, başkalarının önemsiz bir köylü dediği adama yıllarca neşeyle selam vererek atmış oldu. Bir gün kaderini bu çiftçinin belirleyeceğini düşünebilir miydi?

KAYNAK: Yitta Halberstam / Judith Leventhal

 

“Küçük Mucizeler” adlı kitabından.

Ekrem Öztürk

Kırşehir’in tek Çerkez beldesi olan AKÇAKENT'TE doğdum. İş yaşamına 1984 yılında Ankara’da GALKON A.Ş de Çelik Konstrüksiyon Teknisyeni olarak başladım. Daha Fazla...

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu